Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, şirketlerin borsada patentlerini ekonomik değere dönüştürmesi için patent pazarı oluşturacaklarını belirterek, “Önümüzdeki dönemde borsamızda bir patent pazarı kuracağız, şirketler patentlerini ekonomik değere dönüştürebilecek” dedi.
Anadolu Ajansı’nın “Global İletişim Ortağı” olduğu 2. Uluslararası Borsa İstanbul Finans ve Ekonomi Konferansı’nın (BIFEC) ilk gününde Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Vedat Akgiray’ın moderatörlüğüyle “Good Finance” kavramı ekseninde bir panel düzenlendi.
Panelde konuşan Dinç, gelişmekte olan piyasaların gelecek yıl zor dönemler yaşayacağını anımsatarak, alınması gereken tedbirleri ele aldı.
Finansal piyasalarda “Good Finance” kavramını anlamak için “Bad Finance” kavramını anlamak gerektiğini anlatan Dinç, şöyle konuştu:
“Her sabah Fed’in atacağı adımı konuşuyoruz. Oysa hepimiz biliyoruz ki Fed faizi artırdığı zaman 5-10 puan değil 0,25 puan artıracak. Bu artırmayı yapması demek borçlu dünyanın borçlarını ödemekte zorlanması, kaynak bulmayı hızlandırması demek. Bugün artık dünyada, çevremizde herkes borçlu. Önümüzdeki yıllarda borçlanmak da artık zorlaşacağından sermaye piyasalarının burada bir kaynak oluşturması seçeneği dünya genelinde daha mantıklı olacak.”
“Patent pazarı kuracağız”
Borsa İstanbul’da öz sermaye finansmanında hem ekonomik gelişmeye hem de işsizliğe müdahale edilecek alt yapıların hazırlandığını anlatan Dinç, start up firmaları için hizmete sunulan özel pazarın getirdiği öz sermaye imkanlarını anlattı.
Şirketlerin borsada patentlerini ekonomik değere dönüştürmesi için patent pazarı oluşturacaklarını belirten Dinç, “Önümüzdeki dönemde borsamızda bir patent pazarı kuracağız, şirketler patentlerini ekonomik değere dönüştürebilecek” ifadelerini kullandı.
Borsa İstanbul’daki yatırımcı bilgilerini paylaşan Dinç, “Borsamıza 1,1 milyon kayıtlı yatırımcı var, şu sıralar aktif katılımcı sayısı 200 bin… Bunu geliştirmeliyiz. Önümüzdeki dönemde borçlanma yolundan ziyade sermaye piyasalarından kaynak temini öne çıkarsa katılımcı sayısı artacaktır” dedi.
“İsrail Borsası Türkiye’ye gelecek”
Borsaya kote olan şirketlerin kurumsallaşmayı hızlandırdığını aktaran Dinç, “Borsaların değişik ülkelerden değişik grupları bir araya getirme gücü var. Borsada şu anda yatırımcıların yüzde 64’ü yabancı yatırımcılar. Borsacılar, siyasi olarak bir araya gelemez denilen grupları dahi bir araya getirir. Burada kurumsallaşmak isteyen şirketler borsanın gücünü arkasına almalı” diye konuştu.
İsrail Borsası’ndan yetkililerin önümüzdeki günlerde Türkiye’ye geleceği bilgisini aktaran Dİnç, “Borsa tüm çevreleri bir araya getirir. İsrail Borsası bizim borsamıza ziyaret istedi, Filistin Borsası’nı da alın gelin dedik, gelecekler. Bunun için de bir tören yapacağız, çalışmalarımızı anlatacağız” ifadelerini kullandı.
“Merkez Bankası finansal istikrar olmadan fiyat istikrarı mümkün değil noktasına geldi”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Meclis Üyesi Dr. Ahmet Faruk Aysan, bankacılık sektörünün son 15 yılda yaşadığı serüveni anlatırken, Merkez Bankası’nın sağlamakla yükümlü olduğu finansal istikrarın ana unsurunun bankalar olduğunu ifade etti.
Bankaların son yıllarda yaşanan krizlerin ardından ortak şuurla daha ihtiyatlı davrandığını söylen Aysan, Türk bankacılık sektörünün 2008 krizinden daha az etkilendiğini belirtti.
Finansal İstikrar Komitesi’nin 2010’dan itibaren yeni bir politika çerçevesine yöneldiğini anlatan Aysan, “Finansal istikrar bu dönemde bütün dünyanın ortak sorunu oldu. Daha uzun planlama gerekliydi. Finansal piyasaları nasıl derinleştiririz yönünde planlamalar yapıldı. Tabi bu dönemde Merkez Bankası da buna ayak uyduruyor. Bu dönemde Merkez Bankası finansal istikrar olmadan fiyat istikrarı mümkün değil noktasına geldi” ifadelerini kullandı.
Finansal İstikrar Komitesi’nin cari açığı azaltmayı öncelediğini dile getiren Aysan, Türkiye’de finansal iyileşme için en fazla bankaların sermaye piyasalarında derinleşmeyi istediğini söyledi.
Aysan şunları kaydetti:
“Cari açığı azaltmaya yönelik Merkez Bankası’nın aldığı önlemlerin çoğu daha çok bankacılık sektörünün üzerinde kaldı. Çünkü Türkiye’de finansal kuruluş demek neredeyse bankacılık demek. O nedenle bankacılık tarafında sermaye piyasalarının geliştirilmesinin ne kadar önemli ve öncelikli olduğu ortaya çıktı.”
“Refinansman ön plana çıktı”
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Tevfik Kınık da dünyada 2007’den 2014’e kadar 57 trilyon dolar borç artışı olduğunu söyledi. Dünya finans sisteminde kamu borçlarının da giderek arttığını kaydeden Kınık, “Borçların artması, istihdamı zora soktu, refinansmanı ön plana çekti” dedi.